National geographics araştırmış:
UYKU; elektriksel haraketliliğin derecelerinin değiştiği, kimyasalların beynin çeşitli bölümlerinde azalıp çoğaldığı dinamik bir durummuş...bu gelgitlerin anahtarı ise beyin derinliklerinde ki "hippotalamus" denen bölümün içindeki iki ufak oluşummuş ki bu da bizim uyku ile uyanıklık arasındaki ince çizgimizi belirliyormuş...ha bir de hippokampus denen bir bölüm var ki işte bu hayati önem taşıyor, PONS ile birlikte uyku belleklerimiz için çalışıyorlar.
yani nam-ı değer;
RÜYALAR, uyku anatomisinin birikmiş hikayeleri...
Uykudaki beynim geçen gece tuhaf, komik şaçması sayılabilcek türden hikayeler biriktirmiş anlaşılan...=D
rüyanın giriş, gelişme, sonuç ilişkisi olmadan tastamam ortasındayım...
tam da açık denizin ortasında ahşap olduğunu sandığım bir teknedeyim...
tekne çok büyük olsa gerek sonunu göremiyorum...mehmet çelebi ve bir arkadaşı ile sohbet halindeyiz...saçma sapan bir telaş var etrafta millet koşuşturuyor. biz de sahneye ne zaman çıkılacağından falan bahsediyoruz.. ne sahnesiyse, rüyaya ortadan dalınca, evvelce nelerin üzerine kurulmuş hikayeler dönüyor haberim yok tabii...muhabbete iştirak eden bir ses duyuyorum, kafamı çeviriyorum, arjantinde tanıştığım tango hocası, Alberto...işler tuhaflık mertebesine doğru ilerlemeye devam ediyor, tüm bunlar ilgilimi dağıtıyor olsa gerek ki yanlarından uzaklaşıyorum..
İlerimizde yol alan bir tekne daha var. ikiz tekne tıpatıp aynıyız, hatta o kadar ki insanlar bile...!!!! aynada ki yansımalar gibi...bir ben tekilim.
Çevremde ki herkes tanıdık, alakalı, alakasız, yakın, uzak hepsi içinde...
ayrıca hepimiz biraz sarhoş gibiyiz... belli ki mesaiye erken başlanmış..:D
Elinde akordionuyla gezinip ispanyolca şakıyan bir adam var, yaşlıcana. geminin demirbaşı olmuş gibi bir hali var...
İnsanlar akordion eşliğinde dans etmeye başlıyorlar, ben de aralarında geziniyorum,
selamlaşıyoruz,
gülümsüyorum,
falan...
şok: ileride bir çift var dans ediyorlar, tango falan sanırım...
kadın olan;
parlak, kuzguni bir çarşafla sadece gözleri açık kalacak şekilde örtülü...
erkek;
kara-kuru, tıknaz sayılabilcek bir CÜCE...
birbirlerinin etrafında dönüp, duruyorlar...
Tangonun anatomisini altüst eden bu görüntüye takılıp kalmış olmayım ki
"erkek" olanın yanıma geldiğini ancak konuşmaya başladığında anlıyorum...
bir süredir aldıkları tango derslerinde falan bahsediyor ve bizimle sahneye çıkacakları için de çok memnun olduklarını falan söylüyor...nasıl ya ne sahnesi, siz kimsiniz, nasıl bir çiftsiniz, niye teknedeyiz, yelken niye denize paralel, niye alberto kaptan aptan ptan tan an n n n n.....
Saat sabah 7.05.. uyanmışım ama hala uykum var...
bu ne şimdi, uyuyup rüya ya devam mı etsem, tabirler kitabına mı baksam, ekşi sözlüğe mi sorsam, öyle ya da böyle tuhaf olduğu kesin. uyku anatomin bozulmuş anlaşılan...:D
böyle tip rüyalarımı kaydeden bir cihazım olsa sürrealist bir dokumanter bile yapılır...
hadi hayırlısı...;D
Spirit of the west - Home for a rest
7 yıl önce
2 yorum:
simdi, o yelkenli nuh'un gemisi, butun ciftler toplanmis!!! nuh yani alberto seni secmis ;)
cuce ile carsafli da ben ve zeynep :D ahahaha :D
NOT: ruyayi bilmem ama metin iyi ;D
:D haha nuhun gemisi uygun olabilir zira duble gitmişim, erken mesaiden olsa gerek..;D çift benzetmeni de fazla bir ironik buldum ıh-ıh...:D
Yorum Gönder