Cuma, Aralık 11, 2009

22 Numaralı oda








merdivenleri gıcırdayan eski otelleri 
sevmişimdir hep,


çarpık pencereyi
ilk kez olarak açarsın 
ve aşağıdaki bulvardan ölümcül 

egzoz gazı dolar odaya
sen pencerede durup trafik sinyalinin değişmesini seyrederken:
kırmızı sarı yeşil
yeşil kırmızı sarı...


çökük şiltenin üzerine oturup 
o odada yaşamış 
ve şimdi muhtemelen ölü olan 
yığınla insanı düşünürsün 


bir cazibesi vardır ama yatakta oturup
önünde kirası ödenmiş tam bir hafta
ve cebinde 10 $ para
olduğunu düşünmenin.
bilip bileceğin güvence bundan ibarettir.


çok geçmeden kapı çalınır,
elinde neredeyse bitmiş
ucuz bir şişe şarapla
dişsiz bir ihtiyardır gelen
genellikle.


"buyur içeri gir" dersin.


seviyorum yeni odamı,
damlayan musluğu,
yaşlı misafirlerimi,
ve çok geçmeden bir daha çalınır kapı,
bir başka ihtiyar,
sonra yine çalınır,
bir kadın bu kez
elinde yarısı dolu bir vokta şişesi.


çok geçmeden herkes çene çalıp
sigara içerler,
biri radyo açar
ve bir süre sonra herkes
bağıra çağıra konuşmaktadır.


güzel bu 22 numaralı oda


daha sonra bir başına uyanırsın
boş şişeler, sessizlik,


o eski oteller
22 numaralı odada
birkaç gece hayatın tadını çıkarabildiğin sürece 
bir fırsat tanırdı insana...
CHRLS.BKWSK.

1 yorum:

LaLe dedi ki...

çizimin çok güzel cönülcüm. harika olmuş.bunu bir proje gibi düşünebilirsin bu tip başka şeyler de yaparsın umarım :)
sen benim tanıdığım en yaratıcı insanlardansın.vallahi bak.